Sayfalar

ELİF


Yarimin kaddı elif,ben bendesinin lâmelif
Bu mukarrer bir elif,bir lâm olur çün lâmelif
Ey Kelimi!Ol elif,kadd-i kametim lâm eyledi
Bir elif lâm olur ammâ nice olur lâm elif (Kelimi)

(Yarimin boyu elif harfi gibidir(dimdik olduğunu kastediyor).Kölesi olan benim ise boyum lâmelif gibidir(eğilmiş,bükülmüş).Bu belirlenmiştir ki bir elif ve bir lâm birleşir,lâmelif harfi olur.Ey Kelimi,o elif boyumu,posumu lâm harfine dönüştürdü.Elif harfi lâm harfine dönüşebilir amma lâm harfi elif harfine tekrar nasıl dönüşsün..)
Kelimi aşkını ne kadar da güzel anlatmış.Aşkının çilesini,sıkıntısını elifin lâmelife dönüşmesine benzetmiş.Elif boylu sevgilisine aşık olduktan sonra tıpkı bir lâmelif gibi eğilmiş,bükülmüş olduğunu harflerin en güzeli,elif harfiyle anlatmış.

Elif harfi Türk,Arap ve Fars edebiyatlarında çok önemli bir yere sahiptir.Elif sevgilinin boyunu,sevgilinin açtığı yarayı,doğruluğu ve tasavvufta da Allah’ı temsil etmesi yönüyle birçok şekilde kullanılmıştır.Arap alfabesinin ilk harfi olması ve yazılışındaki incelik ve zerafet sebebiyle diğer harflerden ayrı bir öneme sahiptir.Elif Divan Şiirinde sevgiliyi belirtirken,Fars edebiyatında doğruluğu ve Tasavvuf edebiyatında da Allah’ı temsil eder.
Elif,Arap alfabesinin ilk harfi olması yanı sıra diğer harflerin de sebebi ve kaynağıdır.Birçok harf elif harfinden türemiştir.Hatta İbn Muklâ’nın kaligrafi sistemine göre de diğer harfler elif harfinin değişik şekillerde yazılmasıyla meydana geldiğinden ,o tüm harflerin aslı ve esası durumundadır.
Elif gerek incelik ve zerafeti gerekse taşıdığı sembolik anlamlardan dolayı Türkçe’de çeşitli mazmunlara ve nüktelere kaynaklık etmiştir.Birçok deyim elif ile ifade edilmiştir:”Eliften yaya kadar” deyimi baştan sona kadar okumak,öğrenmek;”Elifi görse mertek sanır” deyimi cehalet anlamında;”Elifi elifine” deyimi de aynen, tıpatıp uygunluğu ifade etmek için kullanılmıştır.Ayrıca tarikatlardaki bazı tarikat eşyaları elifle yapılmış isimler taşır.Mesela tarikat ehlinin kullandığı bir tür başlığa “elifi tâc” denilmektedir.Bektaşilerin giydikleri yeşil çuhadan yapılmış başlığın adı ise “Horasani elifi tâc”dır.
Eskiden çocuk yaşta tahta çıkan padişahların culüs merasimleri sırasında padişahın alnına elif çekilirdi.Bu âdet daha sonra halk arasında da yaygınlaşıp akıllı, güzel çocukların alınlarına da nazardan korunmak için elif çekilmesiyle başlandı.Bu aynı zamanda Enderunlu Vasıf’ın “Ah bir elif çekti yine canan bu gece” mısrasında olduğu gibi aşığın sinesine aşk yarası açmak manasında da kullanılmıştır.
Elif,sevgiliyi tasvir ederken de dikkate değer bir biçimdedir.Divan edebiyatında sevgilinin boyu,uzunluğu elife benzetilir.Sevgilinin endamı elifin düzgünlüğüyle ölçülmüştür.Diğer taraftan elif bazen de iki büklüm haline gelmiş aşığın yerine de kullanılmıştır.Aşk yolunda çeşitli ıstıraplar çeken aşığın bir zamanlar dosdoğru olan boyu,sevgilinin cevri neticesinde bükülüp “lâm”a veya “dâl”a dönmüştür.Aşık,çekmiş olduğu dertler neticesinde adeta beli bükülmüş bir ihtiyara döner.
Aşığın bağrında oluşan yaralar da elife benzetilir.Bunun sebebi de aşığın bağrındaki yaraların yukarıdan aşağıya doğru yarıklar oluşturmasıdır.
“Sinene aşk ile elifler kes
Bilsin ol servi sevdüğün herkes” (Baki)
Aşağıdaki beyitte ise Yahya,göğsündeki elif şeklindeki yaraları adeta sevgilisinin cevrinin bir nişanesi olarak saklamaktadır:
“Açılmış gülşen-i mihnetde bir pür-dâne sünbüldür
Nişan-ı seng-i cevrünle tenümde her elif yer yer” (Şeyhülislam Yahya)
Elif harfi yazılış yönüyle başka bir elifle yan yana yazılamaz.Bu beyitte bununla ilgilidir:
“Bir yire gelmedük n’idem iki elif gibi
Ol nâz içinde aldı beni altına belâ”
İki elif harfinin birbiriyle birleşmesi yazım kuralları açısından mümkün değildir.Bu ayrılık, aşığın ve sevgilinin elife benzetildiği beyitte,iki ayrı kelime içerisinde yazılan elif harfflerinin tarifiyle verilmektedir.Öncelikle beyitte söylenen, sevgilinin nazlı oluşu,aşığınsa belâlar altında ezilmesidir.Bunun ardında gizlenen anlam şöyledir:Sevgili naz içindedir yani nâz (ناز) kelimesinin ortasında yazılan elif harfi gibidir.Aşık ise belâ altında kalmıştır yani belâ (بلا) kelimesinin sonunda yazılan elif gibidir.Bu yüzden ikisinin birleşmesi mümkün olamaz.Zaten yan yana olsalarda iki elif birleşemez.
Elif,alfabenin ilk harfi olması ve diğer harflerin de aslı ve esası olması sebebiyle tasavvufta Allah’ın simgesi olmuştur.Çünkü elif bütün harflerin evveli olduğu gibi Allah da bütün varlıkların evvelidir.Düz bir çizgiden oluşan elifin noktasının bulunmaması ve kendisinden sonra gelen harfe birleşmemesi “Vahdet”i temsilinin ayrı bir noktasıdır.
Elif ebced hesabında da bir 1 sayısına tekabül etmektedir.Bu yönüyle de Allah’ın birliğini temsil eder.
Allah ve Ahad isimlerinin ilk harfi olduğu gibi evvel,ahir,ezel ve ebed sıfatlarının da ilk harfi olan elif,evvel ile ahiri,ezel ile ebedi ahadiyet çizgisinde birleştiren semboldür.Böylece elif Allah’ın varlığının ezelde bidayeti,ebedde nihayeti olmayan,O’nun “Evvel”, ”Ahir”, ”Zahir” ve “Bâtın” olan yegane “bir” olduğunu ifade eder.
Tasavvuf edebiyatının büyük şairlerinden Mevlana da şiirlerinde elifi işlemişitir.İlahi aşk duygusuyla şiirler yazan Mevlana elifi aşka benzetmiştir.Elifin gizli anlamlar içerdiğini ve bazı kelimelerin de elifle başladığını söyleyen Mevlana, şunları söyler:
“Aşk da tıpkı elif gibidir, isminde gizlidir.O olmadan da besmele sesi gelmez.O her şeyin başıdır.”
Elif,Fars edebiyatında doğruluğu sembolize etmiştir.Fakat Fars şairleri bunu yaparken elifin değişik özelliklerinden yararlanmışlardır.Boyu,göğüsteki çizgileri,alfabedeki yeri,diğer harflerin aslı olması noktasının olmaması ve vahdet gibi birçok şekilde elif doğruluğu temsil etmiştir.
Muhammed Taki Bahar bu beyitinde elifi boyundan yararlanarak doğruluk anlamında kullanmıştır:
“Derler ki,her bin yılda elif boylu biri gelir;eğriliği büğrülüğü olmayan doğru biri.”
Sâib-i Tebrizi ise elifin boyundan yararlanarak doğrulukla ilgili şunları söyler:
“Elif gibi boyunla işini doğru dürüst yap;zira bükük boyunla başını yukarı kaldırman kolay olmaz.”
Sâib-i Tebrizi başka bir beytinde ise elifin göğüsteki çizgiler ve doğrulukla ilişkisini şöyle belirtir:
“Senin eğriliklerinden dolayı düşmanların sana galebe çalar.Sen doğru ol da düşmanlarının göğsüne yüzlerce elif çektir.”
Elifin alfabedeki yerine dikkat çekerek doğruluğu belirten Vâiz-i Kazvini ise bir beyitinde şöyle der:
“Elifin ağzından şu sözü duydum:Hiç kimse doğruluğu düstur edinmedikçe öne geçemez.”
Elifin diğer harflerin aslı olması yönüyle Muhammed Bin Abdulkerim’in şu beyiti önemlidir:
“Doğru oluşundan ötürü alfabe harflerinin aslı sayılan elif gibi,doğruluğu dolayısıyla doğruların makamında bulunur.Be,te,se,cimden ye harfine kadar olan bütün harflerin önünde bulunan elif gibi,ileri gelenlerin başında oldu.”
Vâiz-i Kazvini’nin bu beyiti ise elifin noktasının olmamasıyla ilgilidir:
“Doğru olanların hâlini,hoca “elifin bir şeyi yoktur” dediği zaman anladım.”
Elif Halk edebiyatımızda da kullanılmıştır.Birçok şair,ozan şiirlerinde elifi işlemiştir.Bu şairlerin en önemlilerinden biri de Karacaoğlan’dır.Elifi çok güzel bir şekilde kulanan Karacaoğlan’ın şiiri şöyledir:
“İncecikten bir kar yağar,
Tozar Elif,Elif deyi…
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif,Elif deyi…

Elif’in uğru nakışlı,
Yavrı balaban bakışlı,
Yayla çiçeği kokuşlu,
Kokar Elif,Elif deyi…

Elif kaşlarını çatar,
Gamzesi sineme batar,
Ak elleri kalem tutar,
Yazar Elif,Elif deyi…

Evlerinin önü çardak,
Elif’in elinde bardak,
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif,Elif deyi…

Karac’oğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklenmiş düğmelerin
Çözer Elif,Elif deyi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder